KELAMIN EN GÜZELİ “SELAM”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Berlin’de yaşarken bize memleketten mektuplar gelirdi. Mektubu yazan her kimse ev halkının tek tek isimlerini yazar hepsine ayrı ayrı selamlarını gönderirdi. Bir kişinin adını yazmayı unutsa o kıymetli selamdan mahrum kalacağı için bu durum hoş olmazdı. 

Yazılamayan ama giden yolcularla gönderilen sözlü selamlarımız da vardır bizim. Memlekete gidenlerle, akrabalara arkadaşlara hatta tanıdık tanımadık herkese kucak dolusu coşkulu selamlar gönderirdik. Bir sokak ötede bile olsa, telefonla da olsa ilk kelama başlarken güzel bir selamla başlarız. “Seni seviyorum, sizi özledik, seni hiç unutmadım, hatırımdasın gibi sıcacık, samimi güzel manalar yüklü selamı alan veya alanlar mutlu olur, unutulmadığı için, hatırlandığı için bu çok kıymetli selam sayesinde sevildiğini anlardı. Onca çekilen hasretliğin sızısını bir selam hafifletir esenlik verirdi.

   Selam Allah’ındır, O yaratıcımızdan bize gelmiş çok kıymetli kelamlardan bir tanesidir. Karşımızdakiyle ilk kelam olarak selamlaşma sayesinde dua etmiş de oluruz. Çünkü “Selam” Esma-i Hüsna’daki Rabbimizin en güzel isimlerinden birisidir. Müslümanların birbiriyle karşılaştıkların da öncelikle sağlık, esenlik, barış dilemesi gibi çok güzel manaları vardır. Selamlaşmakla insani ilişkiler bereketlenir, karşılıklı güven oluşur, beklentisiz saf temiz bir muhabbet hasıl olur. Bazen konuşurken “o bana selam verdi, biz onunla hep selamlaşırız, selamsız yanımdan geçmez…” deriz ya. Selamlaşma sayesinde konuşmasak da arkadaş ahbap oluruz. Selamın kalpleri birbirine bağlayan Allah vergisi manevi bir etkisi olduğuna bütün kalbimle inanıyorum.

   Dünyanın neresine giderseniz gidin insanların her dilden merhabalaşmak, insanca söylenecek farklı dillerde ilk kelamları, selamları mutlaka vardır. Ama bir Afrika kıtasına veya Avrupa, Amerika kıtalarına gitseniz oradaki Müslümanlarla hep aynı kelimeyle, aynı dille selamlaşırız.  Selam benzersizdir, kıymetli bir para birimi gibi dünyanın her yerinde geçerlidir. Misal, dünyaca meşhur şarkıcı Maher Zain “Assalamu Alayka” diyerek şarkısını söylemeye başladığında bütün Müslümanlar bu şarkının manasını hemen anlarlar. Dünyanın her yerinde Müslümanların selamı bir tanedir. Mübarek “selam” sayesinde farklı farklı dillerden, ülkelerden birçok Müslümanla kolayca anlaşır ahbap oluruz. Allah’ın selamı bizi birbirimize bağlar muhabbete vesile olur. İlginç olansa, selamımızı fark eden bazı kurnaz Avustralyalıların selamıyla karşılaştığım oluyor, şaşırıyorum “sen Müslüman mısın” diye sorduğumda “hayır değilim ama bunu söylemekten hoşlanıyorum” diyenlere rastlıyorum. Selam tabii ki de hepimize yeter.

    Eskiden selam güven vesilesiydi, kredi gibi de kullanılabiliyordu. Misal, ticaret işi yapan insanlar, peşin para ödeyemeyecekleri durumlarda güvenilir başka bir tanıdığını referans gösterip, “filancanın sana selamı var, bana şunları verir misin” derdi. Satıcı selamı yollayanı tanıdığı ve güvendiği için malını vermekte hiç tereddüt etmez anlaşırlardı. Bir selam uğruna piyasada işler tıkırında gider kimse kimseye haksızlık yapmazdı, insanlar eksik gediklerini bir selamla halleder yolda kalmazdı, çünki selamın hatırı çok alii idi.

   İki arkadaş arasında kırgınlık, dargınlık olsa ve birisi diğerinin selamını “aleykümselam” diyerek almasa bu onun arkadaşına çok ama çok kırıldığının, darıldığının işareti demektir, ne demek selamı almamak. Bir yakınımız selam vermeden yanımızdan geçse hemen “selamsız sabahsız geçti” diye hayret ederiz. Hiç kimse selamsızlığa kayıtsız kalamaz, bazılarına bu durum küfürden daha ağır gelebilir. Birisinin “Selamünaleyküm” diyerek selam vermesi hayırlı bir duadır, diğerinin de o selamı “Aleykümselam” diyerek alması duaya icabettir, dargın olduğu için almıyorsa selam muallakta kalmaz. Sevgili Peygamberimiz “selamınızı almıyorlarsa sizde “Aleykümselam” deyip iki sevap birden kazanırsınız” diye bize haber vermiş. Ama bazı kalbi kırıkları biliyorum, Rabbimiz tarafından Müslümanlar arasında küs olmak hoş karşılanmadığı için karşısındakiyle sadece selamlaşarak kırgınlığını Allah’a havale ediyor, küs durmuyor. Selam tekrarlandıkça öfkeyi, nefreti, kini, garezi de eritip izale ediyor. Bu şekilde selamlaşma sayesinde birçok barışanı biliyorum. Selamlaşmak din kardeşlerimizle aramızda saygılı bir ilişkinin doğmasına vesile olabiliyor, bazen de Allah için sabrımızı artırıyor, kalp kırmamaya çalışıyoruz.

   Müslümanlar olarak selamlaşmayı çok severiz. Mezarlık ziyaretine gittiğimizde ilk olarak mevtalarımızı Allah’ın selamıyla selamlarız.  Evlerimize girdiğimizde kimse yoksa melekleri selamlarız, yeni doğan bebeği, eve gelen gelini, damadı, misafirimizi her zaman selamlamadan duramayız. Öyle ki bazen coşar selamlarımızı uçan göçmen kuşlara yükler yollarız, bazen de dağlara seslenir yankısını dinleriz. Seven sevdiğine upuzun destan yazasıya kadar bir selamla her şeyi ima da edebiliriz. Hepinize selam ve sevgilerimle mutlu ve sağlıklı bayramlar diliyorum.

Pembegül Abla